15 Mayıs 2012 Salı

Gezilesi yer KULEDİBİ


Beyoğlu, içinde birçok kültürü barındıran  mistik bir yer .Öyle bir yazıyla bitirilebilecek türden değil.Gezilip görülesi pek çok yeri var bunlardan biride Kuledibi...
Tarih boyunca Rumlar, Ermeniler, Frenkler, Yahudiler ve Türkler'e ev sahipliği yapan Kuledibi, bugün kültürel mirasıyla pek çok sanatçıya ilham kaynağı oluyor.
İstiklal Caddesi'nden tünele yaklaştıkça kalabalık azalmaya, koşuşturmaların yerini de  sakinlik almaya başlıyor.Tünel meydanına sapmadan sola doğru kıvrılınca belli belirsiz müzik sesleri geliyor kulağınıza ve işte karşınızda Kuledibi. Caddeye adını veren  Galata Mevlevihanesi'nin önünde Galip Dede'nin türbesi bulunuyor. Yokuş aşağı salına salına yürürken yol boyunca çeşitli enstrümanları bulabileceğiniz dükkanlar,sahaflar,hediyelik eşya satanlar,rengarenk salaş elbiseler ve çantalar, ve zarif ama sade takılarla donatılmış dükkanların önünden geçiyorsunuz.Koleksiyoncularını cezbeden filateli tezgâhlarının, sahafların, rengârenk  Şahkapısı Sokağı'na girip ilerlerken birden bütün ihtişamıyla Galata Kulesi karşınıza çıkıyor.

Galata Kulesi, tarih içerisinde birçok farklı amaca hizmet etmiş.
14. yüzyılda Cenevizliler tarafından yaptırılan kule kentsel savunma amaçlı kullanılmış. O dönemde, şehirde yirmidört kulenin bulunduğu söylenir. Aralarında ayakta kalabilen ve anıtsal nitelikte olan tek kule Galata Kulesi. Çevrede yer yer sur ve hendek kalıntılarına da rastlamak mümkün. Osmanlı döneminde, Galata Kulesi ilk zamanlarda ,Kasımpaşa'daki Tersane-i Amire'de çalıştırılan esirlere barınak ve araç gereçler için depo olarak kullanılmış. Daha sonraları yüksekliğinden dolayı yangın kulesine dönüştürülmüş. Uzun zamandan beri de kulenin üst katları restorant olarak kullanılıyor. Artık çoğu evin terasınıda cafe yada restaurant olarak görmek mümkün...


Kuledibi sivri köşeli sokaklardan oluşuyor bu sokakların hepsi kuleye çıkıyor.Özellikle son zamanlarda yazarların, sanatçıların ve yabancıların Galata Kulesi ve çevresine bu yoğun ilginin en büyük sebeplerinden biri, Galataport projesi. . Entelektüeller ve zenginler, eski binaları alarak onarmaya başlamış. Bu sayede birkaç yıl öncesine kadar metruk ve terk edilmiş görümlü binalar restore edilmiş. Apartmanlara aileler yerleşmeye başlamış  apart oteller, kafeler açılmış.
Kuledibi semtinin kuşkusuz en keyifli yerlerinden biride Galata kulesinin hemen dibinde yer alan Gündoğan çay bahçesi.Üzüm salkımları sarkan çardağın altında yazın en sıcak günlerinde bile kule sayesinde bir gölgenin altındasınız aslında. Huzurla çayınızı yudumlarken  kuleyi izlemek ayrı bir keyif veriyor insana.Kulenin hemen altında da Ceneviz Cafe var...Uzun soluklu dost muhabbetlerine evsahipliği yapmak için halihazırda sizi bekliyor.Biraz ileride bulunan camekan sokaktan baktığınızda kule  bütün heybeti ve ihtişamıyla göz kamaştırıyor.Bu sokakta  elişi emeklerin sergilendiği dükkanlar yer alıyor.Sokaktan devam eden yol Bereketzade camiine çıkıyor. Bereketzade Ali efendi camii Galata Kulesi Dizdarlarından Bereketzade Hacı Ali Bin Hasan tarafından vakfedilmiş.Bereketzade Camiinin hemen yanıbaşında Konak pastanesi bulunuyor.Yaz için muhteşem İstanbul görünümüne bir manzarası kış ayları içinse alt katında şömineli bir bölümü var pastaları ve içeceklerine ise diyecek laf yok...
Geçmişinde pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapan , vakar duruşunu  ve hatıralarını  bugünümüze taşıyan hala keşfedilecek biyerleri olduğuna inandığım nadide bir semttir Kuledibi..
YEŞİLSTYLE


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder